Belirsiz Alacak Davasında, Dava Dilekçesinde Belirtilen Talebin, Tüketici Hakem Heyetinin Görev Sınırına Girmesi Halinde, Doğrudan Tüketici Mahkemesinde Dava Açılıp Açılamayacağı Sorunu

Abstract

Belirsiz alacak davasında, dava dilekçesinde belirtilen geçici talep sonucunun, tüketici hakem heyetinin görev sınırında kalması halinde Yargıtay, doğrudan tüketici mahkemesinde dava açılamayacağına, öncelikle tüketici hakem heyetine başvurulmasının zorunlu olduğuna karar vermiştir. Yargıtay’ın bu kararının isabeti tartışmaya açıktır. Zira belirli bir miktarın altında (2023 yılı için 66.000 TL) kalan tüketici uyuşmazlıklarında, tüketici hakem heyetlerine başvurulması zorunluluğu özel dava şartı teşkil etmekte ise de belirsiz alacak davaları bakımından farklı bir sonuca ulaşmak gerekir. Yargıtay’ın vardığı sonuç, bazı sorunlara çözüm bulmaktan uzak ve usul ekonomisi ilkesine de aykırıdır. Kanun koyucu belirsiz alacak davasında, alacaklıya asgari bir tutar belirtmek suretiyle dava açma hakkı vermiş ve yargılama esnasında da alacağın belirli hale gelmesi halinde bunu artırma yetkisi tanımıştır. Hakem heyetine başvuru zorunluluğu kabul edildiği takdirde, hakem heyetleri kendi görev sınırını aşan talep hakkında karar veremeyecektir. Daha sonra davacının alacağının, hakem heyetinin görev sınırından fazla olduğunun anlaşılması halinde, fazla miktar yine hakem heyetinin görevine giriyorsa, aynı alacak için birden fazla hakem heyetine başvuru zorunluluğu doğacaktır. Hâlbuki bunun yerine, dava dilekçesinde gösterilen değer hakem heyetinin görev sınırına girse bile, başlangıçta tüketici mahkemesinde dava açma hakkı tanınması, yargılama esnasında alacağın toplam tutarının hakem heyetinin görev sınırında kaldığının anlaşılması halinde, mahkemenin davayı, dava şartı eksikliğinden dolayı usulden reddetmesi

eğer alacağın belirli hale gelen toplam tutarı mahkemenin görev alanına giriyorsa, davanın karara bağlanması daha isabetli olacaktır.