Please use this identifier to cite or link to this item: https://hdl.handle.net/20.500.11851/10952
Full metadata record
DC FieldValueLanguage
dc.contributor.advisorSönmez, Murat-
dc.contributor.authorBayam Gümüş, Özge-
dc.date.accessioned2023-12-26T14:00:18Z-
dc.date.available2023-12-26T14:00:18Z-
dc.date.issued2023-
dc.identifier.urihttps://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=S2eMu1TIwY_v4mYv58xAr-uMbuxTob20pJ45wLdfDyp3nnb4dOIiQFEAs5nc65x_-
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.11851/10952-
dc.description.abstractKontrolsüz kentleşme ve doğa arasındaki çatışma sonucunda tüm dünyayı ve ekosistemi etkileyen sorunlar ortaya çıkmaktadır. İklim krizleri, doğal kaynakların yok olması ve ekolojik dengenin bozulması başlıca sorunlar arasında yer almaktadır. Bu sorunların ortaya çıkmasında insanlar büyük rol oynarken; mimarlık ise ekolojik dengenin korunmasında önemli bir meslek haline gelmektedir. Çevre ve iklim sorunlarına karşı yenilikçi, sürdürülebilir tutum ve yaklaşımların mimarlık aracılığıyla geliştirilmesi gerekmektedir. Doğa insanlara sınırsız olanaklar sunarken aynı şekilde binaların ve insanların da doğaya sınırsız olanaklar sağlaması beklenmektedir. Gelecek nesillerin yapılı çevreler üretirken doğanın sunduğu imkanları en verimli şekilde kullanması büyük önem taşımaktadır. Günümüzde yeşil veya sürdürülebilir bina olarak nitelendirilen yapıların doğa ile iç içe olduğu iddiası yakından incelendiğinde sorgulanabilir bir hal almaktadır. Bu tez sadece kendi kendine yeten binaların değil, gerçek anlamda doğa ile iç içe olan binaların nasıl tasarlanabileceği ve hangi niteliklere sahip olması gerektiğini araştırmayı hedeflemektedir. İlk olarak, binalar ve doğa arasındaki ilişkileri keşfetmek için ekolojik psikoloji, ekolojik mimari ve rejeneratif mimariyi içeren kavramsal çerçeve tartışılacaktır. Bu okumalar sayesinde bina ve doğa arasında olması gereken karşılıklı etkileşim ve değişim ortaya çıkarılacaktır, binaların doğaya adapte olması değil, doğa ile hemhal olması üzerine araştırmalar yapılacaktır. Çalışmanın devamında, sadece bu kavramsal çerçevenin ele alınması değil, aynı zamanda mevcut uygulamaların da incelenmesi önemlidir. Günümüzde sıkça kullanılan yeşil bina sertifikasyon sistemleri, ödüller ve prensipleri incelenecek; bu sistemlerin sadece bir "pazarlama aracı" mı yoksa gerçekten doğayla bütünleşik binaların değerlendirilmesinde yeterli kapsamı sağlayıp sağlamadığı değerlendirilecektir. Tüm bu okumalar ve analizler temelinde geliştirilen bütünsel yaklaşım, doğayla bütünleşen bir binanın sahip olması gereken nitelikleri tanımlamayı amaçlamaktadır. Yeşil bina sertifikasına sahip olan ve sertifikasız ancak yeşil/ekolojik/rejeneratif olarak etiketlenen binalar seçilecek ve oluşturulan "Doğayla Bütünleşik Bina Değerlendirme Yaklaşımı" kullanılarak değerlendirilip yorumlanacaktır. Sonuçta, mevcut olarak sürdürülebilir/yeşil/ekolojik olarak nitelendirilen binaların doğanın bir parçası olup olmadığına dair bir sonuca varılacak ve çıkarımlarda bulunulacaktır. Bu çalışma ile gelecekte yapılacak mimarlık çalışmalarının, çevre ile uyumlu ve doğayı destekleyen bir yaklaşımı benimsemesi böylece küresel çevre sorunlarına karşı çözümcül bir bakış açısı geliştirilmesi istenmiştir. Teknolojik yeniliklerin ve araçların çevresel bilinç ile harmanlanması, binaların sadece çevre dostu değil, aynı zamanda çevreye olumlu katkı sağlayan yapılar olarak tasarlanmasını sağlayacaktır.en_US
dc.description.abstractUncontrolled urbanization and the resulting conflict with nature have led to global issues affecting the entire world and ecosystem. Climate crises, depletion of natural resources, and disruption of ecological balance are among the primary problems. While humans play a significant role in the emergence of these problems, architecture has become a crucial profession in preserving ecological balance. Innovative, sustainable attitudes, and approaches towards environmental and climate issues need to be developed through architecture. Just as nature offers unlimited possibilities to humans, buildings and people are also expected to provide unlimited opportunities to nature. It is of great importance that future generations efficiently utilize the opportunities offered by nature while producing built environments. When closely examined, the claim that buildings labeled as green or sustainable are in harmony with nature can be questionable. This thesis aims not only to explore self-sufficient buildings but also to investigate how buildings can be truly designed to be in harmony with nature and possess qualities that are in symbiosis with it. Initially, a conceptual framework encompassing ecological psychology, ecological architecture, and regenerative architecture will be discussed to explore the relationships between buildings and nature. Through these readings, the mutual interaction and exchange that should exist between buildings and nature will be revealed, and research will focus on how buildings should not just adapt to nature but coexist with it. In the continuation of the study, it is important not only to address this conceptual framework but also to examine current practices. Frequently used green building certification systems, awards, and principles will be scrutinized to evaluate whether they serve merely as a 'marketing tool' or if they genuinely provide adequate scope for evaluating buildings as integrated with nature. Based on all these readings and analyses, the developed holistic approach aims to define the qualities that a nature-integrated building should possess. Buildings with green building certification and those labeled as green/ecological/regenerative without certification will be selected. They will be evaluated and interpreted using the created holistic approach: the Nature-Integrated Building Evaluation Approach. Consequently, an inference will be made as to whether the buildings currently designated as sustainable/green/ecological are a part of nature, and their deficiencies will be highlighted, emphasizing the crucial role that nature should play in future architectural endeavors. This study aims to foster the adoption of a more solution-oriented and sustainable approach to global environmental problems, encouraging the design of built environments as structures that are not only integrated with nature but also have a positive impact on the environment. The integration of technological advancements and tools with environmental awareness will ease the process of designing buildings that not only emphasize eco-friendliness but also make a favorable impact on the environment.en_US
dc.language.isoenen_US
dc.publisherTOBB ETÜen_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.subjectMimarlıken_US
dc.subjectArchitectureen_US
dc.titleBuildings That Are Part of Nature; a Study of the Relationship Between Architecture and Nature Through the Cases of Buildingsen_US
dc.title.alternativeDoğanın Parçası Olan Binalar; Mimarlık ve Doğa İlişkisinin Bina Örnekleri Üzerinden İncelenmesien_US
dc.typeMaster Thesisen_US
dc.departmentEnstitüler, Fen Bilimleri Enstitüsü, Mimarlık Ana Bilim Dalıen_US
dc.departmentInstitutes, Graduate School of Engineering and Science, Architecture Graduate Programsen_US
dc.identifier.startpage1en_US
dc.identifier.endpage111en_US
dc.institutionauthorBayam Gümüş, Özge-
dc.relation.publicationcategoryTezen_US
dc.identifier.yoktezid832335en_US
item.openairetypeMaster Thesis-
item.languageiso639-1en-
item.grantfulltextopen-
item.fulltextWith Fulltext-
item.openairecristypehttp://purl.org/coar/resource_type/c_18cf-
item.cerifentitytypePublications-
Appears in Collections:Mimarlık Yüksek Lisans Tezleri / Architecture Master Theses
Files in This Item:
File SizeFormat 
832335.pdf14.57 MBAdobe PDFView/Open
Show simple item record



CORE Recommender

Page view(s)

158
checked on Dec 16, 2024

Download(s)

2
checked on Dec 16, 2024

Google ScholarTM

Check





Items in GCRIS Repository are protected by copyright, with all rights reserved, unless otherwise indicated.